GEREKSİNİM NEDENİYLE TAHLİYE DAVALARI

Kiraya
veren kiralanan taşınmazı kendisi veya kanunda belirtilen yakınları için
kullanma ihtiyacı duyduğunda TBK m.350/1 hükmünde öngörülmüş olan ihtiyaç
nedeniyle tahliye yoluna başvurabilir. Söz konusu hüküm uyarınca:
“Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1.Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu,
üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya
da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, (…) belirli süreli
sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin
genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere
uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona
erdirebilir.”
Hükümde
sayıldığı üzere kiralanan taşınmazın tahliyesi sadece kiraya verenin değil;
eşinin, altsoyunun, üstsoyunun veya kanunen bakımıyla sorumlu olduğu kişilerin
ihtiyacına binaen de istenebilir. Altsoy ve üstsoy ile kast edilen kiraya
verenin çocukları, torunları, anne babası ve varsa onların da üstsoyudur.
Hükümde öngörülen “kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişiler” ifadesi TMK
m.364 hükmünde de belirtildiği üzere kiraya verenin yardım etmediği takdirde
yoksulluğa düşme tehlikesi içinde bulunan kardeşidir. Burada sayılanlar dışında
uzak akrabaların ihtiyacı sebep gösterilerek tahliye talebinde bulunulamaz.
Her
halükarda tahliye davası kiraya veren tarafından açılmalıdır. İhtiyaç duyan
yakınlar davanın tarafı olamaz. Yargıtay içtihadı uyarınca hem kiraya veren hem
de malik davada taraf olabilir [1]. Kiralananın malikinin tüzel kişiliği haiz
şirket olması halinde şirketin ortağı konut ihtiyacı nedeniyle tahliye davası
açamaz[2]. İhtiyaç
nedeniyle tahliye davasında ispat yükü kiraya verenin yani davacının
üzerindedir.
Gereksinim Nedeniyle Tahliye Davası
Açmanın Şartları
TBK
m.350 hükmünde de öngörüldüğü üzere ihtiyaç nedeniyle tahliye davası
açılabilmesi için gerekli şartlar sayılmıştır. Buna göre:
1.Kiralanan konut veya çatılı
işyeri niteliğinde olmalı ve kiralanana konut veya çatılı işyeri sıfatıyla
ihtiyaç duyulmalıdır.
2. Bu ihtiyaç samimi gerçek ve
devamlı olmalıdır. Yargıtay içtihadı uyarınca kiraya
verenin reşit çocuğunun ayrı eve çıkma ihtiyacı [3],
kiralananın kiraya verenin veya ihtiyaçlının işyerine yakın olması [4],
tahliye taahhüdü altında olmasa bile kiraya verenin kirada oturması [5]
zorunlu ve samimi ihtiyaç sayılmıştır. Ancak kiralanan işyerine duyulan ihtiyaç
bakımından kiraya verenin tahliye tehdidi altında olması aranmaktadır [6].
Tüzel kişiliği haiz şirketin ihtiyacı bakımından ise kiralanan taşınmaz
şirketin faaliyet gösterdiği alanla bağlantılı olmalıdır[7].
3.Bu ihtiyaç kiraya verene, eşine,
altsoyuna, üstsoyuna veya bakmakla yükümlü olduğu kişilere ait olmalıdır.
Altsoy ve üstsoy ile kast edilen kişinin çocukları, torunları, anne babası ve
varsa onların da üstsoyudur. Bu kapsamda kiraya veren: kayınpederi kayınvalide,
bacanak, baldız, enişte, kuzen, dayı, hala, amca, yeğen gibi hısımların veya
arkadaşlarının ihtiyacı nedeniyle tahliye talep edemeyecektir. Hükümde geçen
“bakmakla yükümlü olduğu yakınları” ifadesi TMK m.364 hükmü kapsamında
yorumlanır. Buna göre: eğer kiraya veren, kardeşine yardım etmediği takdirde
kardeşinin yoksulluğa düşme tehlikesi varsa, kardeşinin ihtiyacı nedeniyle
tahliye talep edebileceği kabul edilecektir.
Süre
Tahliye
davası açılabilecek süreler kira sözleşmesinin belirli süreli veya belirsiz
süreli olmasına göre farklılık göstermektedir. Belirsiz süreli kira
sözleşmelerinde kira sözleşmesinin bitiminden itibaren ihtara gerek olmaksızın
bir ay sonra tahliye davası açılabilir. Ancak yine de kiraya verenin öncesinde
ihtar göndermesi yararlı olacaktır. Zira bu süre zarfında belirli süreli kira
sözleşmesinin TBK m.327/2 uyarınca belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüşme
ihtimali vardır. Bu durumda hangi usule göre fesih yapılacağı muğlâk hale
gelebilir [8]. Belirsiz
süreli kira sözleşmeleri bakımından ise TBK m.329 hükmü uyarınca üç aylık fesih
bildirim süresi içinde sözleşme feshedildikten itibaren bir ay sonra tahliye
talep edilebilir. Belirsiz süreli sözleşmeler bakımından ihtarname zorunludur.
Stj.
Av. Ayşegül Adile AKCA & Av. Arb. Mesut Onur HACIOĞLU
[1] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2017/5469 E., 2017/13735 K. sayılı kararı.
[2] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
2015/7742 E., 2015/9922 K. sayılı kararı.
[3] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
2014/6224 E., 2015/2354 K. sayılı kararı.
[4] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
2015/1031 E., 2015/2447 K. sayılı kararı.
[5] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/2188 E., 2013/4985 K. sayılı kararı.
[6] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
2015/2565 E., 2016/25 K. sayılı kararı.
[7] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2017/2358 E., 2017/2601 K. sayılı kararı.
[8] Daşlı,E. Gereksinim Nedeniyle Tahliye Davalarında Dava Açma Süresi, https://blog.lexpera.com.tr/gereksinim-nedeniyle-tahliye-davalarinda-dava-acma-suresi/ , E.T. 21.03.2025