YENİ MALİK SIFATIYLA İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE

Kiralananı
sonradan edinen kişinin ihtiyacı sebebiyle başvurulacak tahliye imkânı TBK
m.351 hükmünde özel olarak düzenlenmiştir. Söz konusu hüküm yeni malike iki
farklı usulde tahliye imkânı tanımaktadır.
TBK m.351/1 hükmü bakımından:
Bu
hükme göre, kiralananı sonradan edinen kişi; kendisinin veya yakınlarının
kiralananı konut veya işyeri olarak kullanma ihtiyacı duyduğu gerekçesiyle,
kiralananın tahliyesini edinme tarihinden itibaren bir ay içinde yazılı bir bildirim
yapmış olmak koşuluyla altı ay sonra açacağı bir dava ile talep edebilir. Diğer
bir deyişle yeni malik tahliye davası açmak için edinme tarihinden itibaren altı
ay beklemek durumundadır. Bu şarta ek olarak, edinme tarihinden itibaren bir ay
içinde kiralayana yazılı bildirimde bulunmak zorundadır. Edinmeyi izleyen bir
ay içinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün
değildir.[1]
Eğer TBK m.351/1 hükmündeki usul izlenecekse yazılı bildirim süresinin kaçırılmaması çok önemlidir. Yazılı bildirim şartı sağlandıktan ve altı aylık süre geçtikten sonra derhal dava açmak zorunluluğu yoktur. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin verdiği bir kararda, davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp, sözleşme sonuna kadar açılmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir.
Yine
3. Hukuk Dairesinin verdiği daha güncel bir kararda[2] ise
yazılı bildirimi takip eden bir kira yılı sonuna kadar tahliye davası açılabileceği
öngörülmüştür:
“Türk Borçlar Kanunu’nun 353.
maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için
öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava,
bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir.”
TBK m.351/2 hükmü bakımından
Kiralananı
sonradan edinen kişi dilerse bu hakkını kira sözleşmesinin bitiminden
başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir. Bu hükümde
esasında TBK m.350/1/b.1 hükmünden yeni malikin de yararlanması
öngörülmektedir. Buna göre yeni malik sözleşmenin bittiği tarihten itibaren bir
ay içinde açacağı bir dava ile de tahliyeyi talep edebilir. Sürenin başlangıç
tarihi Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararında[3]
belirtilmiştir:
“İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak
tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz
süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen
sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması
gerekir.”
Aşağıda her iki fıkra bakımından da
ortak olan şartlar incelenmiştir:
1.Kiralanan konut veya çatılı
işyeri niteliğinde olmalı ve kiralanana konut veya çatılı işyeri sıfatıyla ihtiyaç
duyulmalıdır. Burada karma nitelikte işyerleri
bakımından kiralananın galip vasfı yani çoğunlukla hangi amaçla kullanıldığı
önem taşımaktadır.[4]
2. Bu ihtiyaç samimi gerçek ve
devamlı olmalıdır. Kiralanana duyulan ihtiyacın dava
sonlanana kadar devam etmesi gerekmektedir. Eğer dava görülmekte iken bu
ihtiyacın ortadan kalktığı anlaşılırsa tahliye talebi reddedilir. Ayrıca TBK m.
355/1 uyarınca tahliye sonrası yeni malikin kiralananı üç yıl boyunca eski
kiracısından başkasına kiraya vermeme zorunluluğu vardır. Aksi halde eski
kiracının TBK m.355/3 hükmü uyarınca tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.
3.Bu ihtiyaç yeni malike, malikin
eşine, altsoyuna, üstsoyuna veya bakmakla yükümlü olduğu kişilere ait
olmalıdır. Altsoy ve üstsoy ile kast edilen kişinin çocukları,
torunları, anne babası ve varsa onların da üstsoyudur. Bu kapsamda yeni
malikin: kayınpederi kayınvalide, bacanak, baldız, enişte, kuzen, dayı, hala,
amca, yeğen gibi hısımların veya arkadaşlarının ihtiyacı nedeniyle tahliye
talep edemeyecektir. Hükümde geçen “bakmakla yükümlü olduğu yakınları” ifadesi
TMK m.364 hükmü kapsamında yorumlanır. Buna göre: eğer yeni malik, kardeşine
yardım etmediği takdirde kardeşinin yoksulluğa düşme tehlikesi varsa yeni
malikin kardeşinin ihtiyacı nedeniyle tahliye talep edebileceği kabul
edilecektir. Ancak taşınmaza kimin ihtiyacı olursa olsun tahliye davasının
muhakkak yeni malik tarafından açılması gereklidir.
3.Kiracı lehine tapuda şerh
bulunmamalıdır.
4.Kiralanan taşınmaz kira
sözleşmesinden sonra iktisap edilmiş olmalıdır.
Burada iktisap tarihi kadar iktisap şekli de önemlidir. Kiralananın mülkiyeti
sadece satış değil bağışlama veya cebri icra yoluyla da iktisap edilmiş
olabilir. Sadece mülkiyet hakkı bakımından değil üst hakkı veya oturma hakkı
tesis edilen taşınmaz bakımından da tahliye talep edilebilir. Ancak bu tahliye
talebi kiralananı konut olarak kullanma ihtiyacı ile sınırlı olarak
yapılabilecektir.[5]
Kiralananın mülkiyetinin miras yoluyla iktisabında da mirasçıların yeni malike
tanınan tahliye imkânından yararlanabileceği doktrinde ağırlıklı olarak kabul
edilmektedir.[6]
Muvazaalı Devir Halinde
Yargıtay
4. Hukuk dairesinin oy çokluğuyla aldığı karara göre[7]
kiraya veren taşınmazın tahliyesi için muvazaalı bir devir gerçekleştirirse
kiracının muvazaa iddiasıyla devir işleminin iptalini istemekte hukuki yararı
bulunmaktadır. Eğer kiraya veren sırf kiracıyı tahliye etmek amacıyla
taşınmazın bedelinin çok altında bir karşılıkla veya hiçbir bedel almaksızın
devir gerçekleştirirse yeni malikin açtığı tahliye davası sonrası kiracı bu
devrin muvazaalı olduğunu iddia edebilir ve iptalini talep edebilir.
İktisaptan Önce Paydaş Olma Halinde
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulunun kararına[8] konu
olay bakımından önceden kiralananın mülkiyetinin ½’sine sahip olan ve sonra
diğer payı satın almak suretiyle mülkiyetin tamamını iktisap eden kişinin TBK
m.351 hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı tartışılmış ancak bir oybirliğine
varılamamıştır. Bu husus özel dairece henüz incelenmemiş olduğundan direnme
kararının yerinde olduğuna ve dosyanın özel daireye tekrar gönderilmesine karar
verilmiştir.
Yetkili Ve Görevli Mahkeme
Yeni
malikin ihtiyacından kaynaklanan tahliye davalarında görevli mahkeme HMK m.4
hükmü uyarınca Sulh Hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise HMK m.6 hükmü
uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Stj.
Av. Ayşegül Adile AKCA & Av. Arb. Mesut Onur HACIOĞLU
[1] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3079 E., 2017/7359 K.
sayılı kararı.
[2] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2017/6068 E., 2019/3923 K. sayılı kararı.
[3] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/6068 E., 2019/3923 K. sayılı kararı.
[4] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi,
2017/4225 E., 2017/1232 K. sayılı kararı.
[5] Şahin Caner, A. (2024). Yeni
Malikin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye Davasının (TBK m.351) Maddi Şartları. Terazi
Hukuk Dergisi, 0(217), s.12.
[6] Şahin Caner, A. (2024). Yeni
Malikin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye Davasının (TBK m.351) Maddi Şartları. Terazi
Hukuk Dergisi, 0(217), s.12.
[7] Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin
2021/929 E., 2021/1609 K. sayılı kararı.
[8] Yargıtay HGK 2022/990 E. 2023/51 K. sayılı kararı.