İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE İHBAR SÜRESİ

İş
Kanunu madde 17 hükmünde işçi veya işveren fark etmeksizin tarafların iş
sözleşmesini feshetmeden önce uyması gereken süreler belirtilmiştir. Bu süreler
çalışılan süreye bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Buna göre belirsiz
süresi iş sözleşmeleri:
“a) İşi altı aydan
az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki
hafta sonra,
b) İşi altı aydan
bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi bir buçuk
yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan
fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
feshedilmiş
sayılır.”
Kanunda belirtilen bu süreler asgari olup tarafların
yapacağı sözleşmeyle daha uzun süreler de kararlaştırılabilir. Eğer taraflardan
birisi bu sürelere uymasa bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat
ödemek zorunda kalır. Buna tutar ihbar tazminatıdır. Yargıtay 9. Hukuk
Dairesinin 2000/348 E. 2001/102 K. sayılı kararı uyarınca ihbar tazminatı
hesaplanırken fesih tarihindeki ücretler dikkate alınır. İhbar tazminatı
hesaplanırken İş Kanunu m.32 hükmündeki ücrete ek olarak işçiye sağlanan para
veya para ile ölçülebilen menfaatler de dikkate alınır. İşverenin ihbar
tazminatını peşin vererek iş sözleşmesin feshetmesi mümkündür.
İş Kanunu madde 27 hükmüne göre işveren tarafından süreli
fesih halinde, ihbar süresi boyunca işçiye günde en az iki saat iş arama izni
verilmesi gerekmektedir. İşçi bu süre zarfında da izinli sayılıp saatlik
çalışma ücretine hak kazanır. İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi
çalıştırır ise işçinin normal şartlarda alması gereken ücrete ilaveten,
çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı ödemekle yükümlüdür. İş arama
izni ücreti hesaplanırken ihbar süresi dikkate alınır ve buna göre ücret
belirlenir.
İş Kanunu Madde 18 hükmü 30 veya
daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi bulunan işçi
bakımından feshin geçerli sebebe dayanma zorunluluğu öngörmektedir. Buna göre iş
sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya
da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe
dayanmak zorundadır. Ayrıca yeraltında çalışan işçiler bakımından feshin
geçerli sebebe dayanma zorunluluğu için altı aylık kıdeme gerek yoktur. Hükmün
devamında hangi hallerin özellikle geçerli sebep sayılmayacağı yani feshi
haksız kılacağı belirtilmiştir. Buna göre:
“ Özellikle aşağıdaki
hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:
a) Sendika üyeliği
veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde
sendikal faaliyetlere katılmak.
b) İşyeri sendika
temsilciliği yapmak.
c) Mevzuattan veya
sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için
işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta
başlatılmış sürece katılmak.[6]
d) Irk, renk,
cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş
ve benzeri nedenler.
e) 74 üncü maddede
öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe
gelmemek.
f) Hastalık veya
kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde
öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık.”
Stj.
Av. Ayşegül Adile AKCA & Av. Arb. Mesut Onur HACIOĞLU