Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin Munzam Zarar Talebine İlişkin 2024/3534 E., 2025/15 K. sayılı ve 13.01.2025 Tarihli Munzam Zarara İlişkin Kararı
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2024/3534 E., 2025/15 K. sayılı ve 13.01.2025 tarihli kararına konu uyuşmazlıkta davacı, üyesi olduğu kooperatifin kendisine tahsis ettiği konutun kooperatif borçları nedeniyle satıldığını, bunun yerine kendisine verilen 135.000 TL bedelli senedin vadesinde ödenmediğini ve senedi uzun uğraşlar sonucu tahsil edebildiğini belirterek, bu süreçte oluşan ek zararının (aşkın zarar/munzam zarar) ticari avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı, savunmasında temerrüt faiziyle birlikte kendisine ödenen meblağ ile ev almasının imkânsız olduğunu ve borçlunun kusuru nedeniyle ödemede gecikmesi sonucu alacağının hiper enflasyon karşısında değer kaybettiğini ifade etmiştir.
Yargıtay, uyuşmazlık konusu munzam zararın ispatı için somut veya soyut ispat yöntemlerinin kullanılabileceğini; herkesçe bilinen vakıalar bakımından soyut ispat yönteminin geçerli olacağını ve ülkenin içinde bulunduğu hiper enflasyon sürecinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararın gerekçesinde, bu tür durumlarda alacaklıya ağır bir ispat yükümlülüğü getirilmesinin mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ifade eden Anayasa Mahkemesi'nin 2017/24810 başvuru numaralı ve 27.11.2019 tarihli kararına, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 57031/12 başvuru numaralı Suna Denizci/Türkiye kararına atıfta bulunulmuştur.
Sonuç itibarıyla Yargıtay 6. Hukuk
Dairesi, munzam zarar hesabında aşağıdaki kalemlerin dikkate alınması
gerektiğine hükmetmiştir:
- TEFE-TÜFE oranları
- Vadeli mevduat faizleri
- Devlet tahvili faiz oranları
- Döviz kuru değişimleri
- Asgari ücret artışları
- Altın fiyatları
Karara göre, mahkemelerin bilirkişi
incelemesi ile bu unsurları değerlendirerek alacaklının temerrüt faizini aşan
bir zarara uğrayıp uğramadığını tespit etmesi gerekmektedir. Derece
mahkemesinin davacının munzam zarar talebini reddeden kararı hakkında bozma
kararı verilmiş ve herkesçe bilinen olgular söz konusu olduğunda, alacaklıdan
katı ispat kurallarına tabi tutulmaksızın munzam zarar talebinde
bulunabilmesinin gerektiği ifade edilmiştir.
Stj.Av. Ayşegül Adile AKCA & Av.
Arb. Mesut Onut HACIOĞLU
