İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKLI NEDENLE DERHAL FESHİNİN ÖZEL HAYATA VE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

İş sözleşmesinin haklı nedenle feshine ilişkin
haller İş Kanunu m.24 ve m.25 hükümlerinde işçi ve işveren için ayrı olacak
şekilde düzenlenmiştir. Haklı fesih sebepleri ortaya çıktığı zaman taraflar
süreli iş sözleşmelerinde sürenin bitmesini beklemeksizin, süresiz iş
sözleşmelerinde ise bildirim süresini beklemeksizin sözleşmeyi feshedebilirler.
İşçinin ve işverenin haklı nedenle derhal fesih
hakkı: sağlık, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri,
zorlayıcı sebepler olmak üzere üç ayrı ihtimalde ve İş Kanunu m.24 ve m.25
hükümlerinde düzenlenmiştir.
İşçinin Haklı Nedenle Fesih Hakkı (Madde
24):
İşçi, sağlığı tehlikede olduğunda, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı
davranışlar söz konusu olduğunda ya da işyerinde zorlayıcı sebepler ortaya
çıktığında iş sözleşmesini bildirim süresini beklemeden feshedebilir. Sağlık
sebepleri arasında işin niteliğinden kaynaklanan tehlikeler, bulaşıcı
hastalıklar ve işçinin sağlık durumunun iş yapmasını engellemesi yer alır.
Ahlak kurallarına uymayan haller, işverenden gelen cinsellik veya şeref ve
namusa yönelik saldırılar gibi durumları kapsar.
İşverenin Haklı Nedenle Fesih Hakkı
(Madde 25):
İşveren, işçinin kendi kastı veya ihmali nedeniyle ortaya çıkan sağlık
sorunları, ahlak kurallarını ihlal eden davranışlar ve zorlayıcı sebeplerle iş
sözleşmesini bildirim süresini beklemeden feshedebilir. İşçinin hastalığının
uzun süreli devamsızlığa yol açması, işverenin güvenini kötüye kullanması,
işyerinde uygunsuz davranışlarda bulunması veya işverene karşı haksız
saldırılarda bulunması gibi durumlar, işverenin fesih hakkını kullanmasına
neden olabilir. Eğer fesih İK m.25/2 hükmünde yer alan ahlak ve iyiniyet
kurallarına aykırılık nedeniyle gerçekleştiyse işçi kıdem tazminatına hak
kazanamaz.
Burada sayılan hallerin ispatı, feshin
haklılığının tespitinde büyük önem taşır. Bu durum, işverenin gözetim
yükümlülüğü ile işçinin kişisel verilerini koruma hakkının çatışmasına neden
olabilir. Dolayısıyla, haklı nedenle feshe yol açan davranışların nasıl
öğrenildiği, işveren açısından kritiktir. Bu kapsamda aşağıda sayılan haller
haklı nedenle feshin sebebinin tespiti konusunda dikkat edilmesi gereken
noktalar barındırmaktadır.
İşyerinde
Sesli ve Görüntülü Kamera Kullanılması
Bir kamu kurumunda kullanılan sesli ve
görüntülü kameraya ilişkin olarak Kişisel Verileri Koruma kurumunun verdiği
kararda bu şekilde bir uygulamanın çalışanların kişisel verilerinin korunmasını
isteme hakkını ihlal edeceği belirtilmiştir. Söz konusu kararda “kameralar
vasıtasıyla görüntü ile birlikte ses kaydı yapılmasının, bireylerde her açıdan
gözetim altında tutuldukları endişesi yaratabileceği, kişilerin kamusal alanda
bile özel bir kısım diyaloglarının ya da yaşantı kesitlerinin bulunabileceği” hususlarına dikkat çekilmiştir. Kararda da atıf
yapıldığı üzere AYM kararlarında “kişilerin
özel hayatını ilgilendiren veri ve
bilgilerin resmî makamların keyfî müdahalelerine karşı korunması” gerektiğine dikkat çekilmektedir.[1]
Buna aykırı olarak işyerinde sesli
kamera kullanımı sonucu elde edilecek veriler ışığında iş sözleşmesinin feshi
halinde haksız yere işten çıkarılan işçi sözleşmenin feshinde hukuka aykırı
delillere dayanıldığı gerekçesiyle işe iadesini talep edebilecektir.
İşyerinde sesli kayıt özelliği
bulunmayan kameraların kullanımı ise belirli şartlara bağlanmıştır ve KVKK
m.4/1-c hükmü uyarınca işverenin meşru bir amacının bulunması gerekmektedir. Bu
kapsamda güvenlik endişesiyle takılan kameralar haricinde salt performans
takibi amacıyla kullanılacak olan kameralar bakımından meşru amaç şartının sağlanmadığı
kabul edilmektedir. İstisnai olarak ihale işlemlerinin, iş görüşmelerinin,
vezne işlemlerinin yapıldığı oda yahut birimlerinin izlenmesinin de amaca uygun
olduğu kabul edilmektedir.[2]
İşyeri
E-postası Üzerinden Denetim
İşyerinde kullanılan ortak mesajlaşma
veya mail ağlarının denetlenmesi sonucu ortaya çıkan bilgilere dayanılarak iş
sözleşmesinin haklı nedenle feshi her zaman mümkün değildir. Bu kapsamda
çalışanların mesajların daimi olarak izlendiği hakkında bilgilendirilmesi
gerekmektedir. Bu şartlar sağlandığında dahi ortaya çıkan bilgilerle uygulanan
yaptırım arasında makul bir denge bulunmalıdır. Bu kapsamda AİHM’in 2017
yılında verdiği Bărbulescu v. Romanya
kararında ortak mesajlaşma ağının izlenmesi sonucu elde edilen bilgilere dayalı
olarak yapılan feshin sözleşmenin 8. Maddesinin ihlali niteliğinde olduğu
saptanmıştır.
Bununla birlikte özel ağlar üzerinden
yapılan mesajlaşmalara dayanılarak yapılan feshin haksız olduğuna ilişkin
kararlar mevcuttur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bir kararında, çalışanların
kendi aralarında kurduğu Whatsapp grubu üzerinden yapılan yazışmalara
dayanılarak yapılan feshin haksız olduğuna hükmedilmiştir[3].
İşyeri
Bilgisayarları Üzerinden Denetim
Yine bu bağlamda önemli olabilecek diğer
bir karar ise çalışanın işyeri bilgisayarı üzerinden yapılan denetim sonucu
işten çıkarılmasına ilişkin başvuruyu konu alan Libert v.Fransa kararıdır. Karara konu olayda başvurucu bir
disiplin cezası nedeniyle bir süreliğine işten uzaklaştırılmış ve bu esnada
işyerindeki bilgisayarının incelenmesi sonucu işyeri bilgisayarında çok sayıda
pornografik içerik depoladığı anlaşılmıştır. Bu içerikleri “özel” etiketine
sahip bir dosyada tuttuğunu belirten başvurucu feshin özel yaşama saygı
hakkının ihlali olduğunu iddia etmiştir. Mahkeme her ne kadar dosya “özel”
etiketine sahip olsa da masaüstündeki tek dosya olması nedeniyle işverenin
sorumlu tutulamayacağına ve bu kapsamda başvurucunun özel yaşama saygı hakkının
ihlal edilmediğine karar vermiştir. Kararın zıt anlamından da anlaşılacağı
üzere çalışanların işyeri bilgisayarlarını kullanırken dahi belli bir özel
alanı bulunmaktadır ve bu ayrım özel klasörlerinin bunu belirtecek şekilde
etiketlenmesiyle sağlanabilir.
Stj. Av. Ayşegül Adile AKCA & Av.
Arb. Mesut Onur HACIOĞLU
[1] AYM ND. 2016/125 E. , 2017/143 K. paragraf no: 31
[2]
(https://legal.com.tr/blog/is-hukuku/calisanlarin-odalarina-kamera-yerlestirilmesi-hukuka-uygun-mudur/ )
[3] Yargıtay 9. HD. 2018/10718 E., 2019/559 K.